HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR
İzmirli depremzedeler, 30 Ekim İzmir Depremi’nin 3’üncü yılını Bayraklı Deprem Anıtı’nda sabahlayarak geçirdi. Gece boyunca çadırlarda kalan depremzedeler, yaşadıkları sorunlara isyan ederek, yetkililere seslendi. İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Kurucu Başkanı Haydar Özkan, “3 yıl boyunca depremzede olduğumuza kimseyi inandıramadık, hep kentsel dönüşümcü muamelesi gördük. 36 ayın sonunda bir arpa boyu kadar yol alamadık. Bizlere depremzede muamelesi yapın. 36 ay geçti, bıçak kemiğe dayandı, artık yeter” dedi.
İzmir’in Bayraklı ilçesinde, 30 Ekim 2020’de 117 kişinin hayatını kaybettiği 6,9 büyüklüğündeki depremin 3’üncü yılı nedeniyle,İzmirli depremzedeler İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) öncülüğünde Bayraklı ilçesinde bulunan Deprem Anıtı ve Parkı’nda buluştu. Park etrafına çadır kurarak sabahlayan depremzedeler, kayıplarını andı, Deprem Anıtı’na karanfil bırakarak, mum yaktı.
İZDEDA Başkanı Bilal Çoban, hayatını kaybedenlerin anılarını taze tutmak için bir araya geldiklerini belirterek, onların aziz hatıralarını canlı tutmaya çalışacağız. Bizler her zaman depremzedelerimizin yanında olduk, bundan sonra da her zaman yanlarında olacağız. Hem depremi hem bundan sonra yaşanacak olanları da hiçbir zaman unutturmak istemiyoruz. Biz unutmadık, unutmayacağız da” dedi.
“ELİNİZİ TAŞIN ALTINA KOYUN”
Yetkilere de çağrı yapan Çoban, “Görüyorsunuz, bütün depremzedeler veya İzmirliler bu konuda öncülük ediyoruz. Derneğimizle beraber buradayız. Bundan sonra da burada olacağız. İnşallah bundan sonra bu tarz felaketler yaşanmaz. Bunlar için de büyük gayretler sarf ediyoruz, çabalar sarf ediyoruz, yollar açıyoruz. Biz bunlar için de destek bekliyoruz. Tüm depremzedelerimiz, biliyorsunuz bugün bir törenimiz vardı. Orada belediye yetkililerimiz, başkanlarımız da şunu söylüyorlar; herkes sağlam yapılarda yaşamak istiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapıyoruz, devlet büyüklerimizden de daha fazla destek bekliyoruz. Biraz önce burada bütün depremzedelerimizle sohbet ettik. Aslında bugün farklı konular konuşmak istemiyorum, biz deprem şehitlerimizi anmak için buradayız. Ama geride kalanların da sağlam konutlarda yaşaması için gerek hükümet yetkililerinin, gerek belediye yetkililerinin daha fazla taşın altına elini koyması gerekiyor. Biz depremzede derneği olarak bu taşın altına elimizi çok fazlasıyla koyduk, arkadan da tüm depremzedelerimiz geldiler. Sadece daha fazla destek bekliyoruz” diye konuştu.
“3 YIL BOYUNCA DEPREMZEDE OLDUĞUMUZA KİMSEYİ İNANDIRAMADIK”
İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan da 3 yıl boyunca ‘kentsel dönüşümcü’ olarak görülmekten duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Özkan, şunları söyledi:
“Biz depremzedeyiz, bizi kentsel dönüşümcü gibi görmeyin. 3 yıl boyunca depremzede olduğumuza kimseyi inandıramadık, hep kentsel dönüşümcü muamelesi gördük. 36 ayın sonunda bir arpa boyu kadar yol alamadık. Bizlere depremzede muamelesi yapın. 6 Şubat depremzedelerine 5 Ekim 2023 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın onaylamış olduğu kararname esasına göre, hibe ve destek kredisi şeklinde yardımlarla buradaki orta hasarlı ve az hasarlı depremzedelerimizi ayağa kaldıralım, onları da konutlarına kavuşturalım. 36 ay geçti, bıçak kemiğe dayandı, artık yeter!”
İzmir Valiliği’nin Bayraklı’daki konteynerkentte kalanlara verdiği tahliye süresinin dolması üzerine elektriği kesilen konteynerkentte kalan depremzedeler de yetkililerden yardım talep etti. Depremzedeler şunları söyledi:
“EV TUTMA UMUDUM YOK ARTIK”
“Biz konteynerlarda kalıyoruz. Bizim elektriğimizi kestiler, suyla yaşıyoruz. Ben iki çocukla çok zor durumdayım. ya iş varsın bana belediye ya da bana yardım versin. Ben inan yoruldum, ev tutma umudum yok benim. Herkes eşyasını götürdü konteynerlardan, bir benimkiler kaldı. Ben çok zor durumdayım. Bizim sesimiz duyulsun, Allah’ınızı severseniz ya! Bu böyle olmaz. İki tane çocukla benim halim ne olacak? Kış geldi. Hadi kış gelince, okul açılınca ben olmaz dedim ama perşembe günü bizim eşyalarımızı çıkaracaklarmış. Ben çok zor durumdayım. Bana yardım ederlerse çok sevinirim. Ben yardım istemiyorum; iş istiyorum ya da yukarıdan TOKİ istiyorum. Ben fazla bir şey istemiyorum. Ben kendi ayaklarımın üzerinde dururum, yeter ki bana iş versin”
“BİZE KİM SAHİP ÇIKACAK?”
“Ben de konteynerda kalıyorum. Sayın büyükşehir belediye başkanımıza sesleniyorum; azınlık olarak 10-12 kişi kaldık. Büyükşehir belediyesi bize sahip çıkmayacaksa kim çıkacak? Ben buradan sesleniyorum; bizlere en azından birer tane konteyner versin, biz de yaşamımızı sürdürelim. Elektriğimizi kestiler, yollarımızı kazdılar. Çok zor durumdayız. Buradan bütün Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; sebep nedir? Biz Afrika’dan daha kötü bir yaşam yaşıyoruz. Gelsin, görsünler”
“ASGARİ ÜCRETLE NASIL KİRAYA ÇIKACAĞIM?”
“Elektriksiz yaşayamıyoruz artık, bize bir çözüm duyulmasını istiyoruz. Belediye başkanımız duysun bari sesimizi. İnsanın en temel hakkı olan barınma hakkı elimizden alınıyor. Kiralar ateş pahası. Benim kızım çalışıyor, asgari ücretle. Asgari ücrete oraya vereceğim çünkü en düşük kira asgari ücret. Ben ne yiyeceğim, ne içeceğim? Kiraya çıkamıyoruz, burada da elektriğimizi kestiler. Mobbing uyguluyorlar resmen bize. Suyumuzun kesileceği de söyleniyor. Bir çözüm bulunmasını istiyoruz, belediye başkanımıza sesleniyoruz.”